Genellikle öncü olanlar, Fotosentez ve Azotbakter bakterileridir. Her iki bakteri çeşitide, bitkilerdeki oksijen ve kuvvetlendirilmiş şeker üretimini dengeli hale getirerek, hayati önem taşıyan azot bağlanma sürecinin tamamlanmasına yardımcı olur. Bunu takiben bitki köklerinin bakterileri (Luzerne) yardımı ile organik atıklar (Hasat atıkları), biyolojik azot ile birleşerek daha iyi toprağa karışıp, verimli hale gelir. Oluşumu sağlayan faydalı Mikro organizmaların hakim olduğu toprakta, azami üretim seviyesine ulaşılır, bitkilerdeki hastalıklar kolayca yenilir ve üstün kalitede ürün elde edilir. Fotosentez bakterileri anaerobiktir, yani oksijene karşı dirençli değillerdir. Bu esnada Azotobakter bakteriler, aynı şekilde toprakta yaşarlar ama aerobiktirler.

Sojall - Vitanal'in içerdiği Fotosentez özelliğini taşıyan anaerobik sentez bakterileri, anaerobik parçalanmadan oluşan sonuçları değerlendirerek, çürüyen bitkisel maddelerin kıymetlendirilmesi veya tasfiye edilmesi ve işlenmiş bitkisel maddelerden çok biyolojik hayata tekrar kazandırılmasını, görünmez bu mikro organizmalar sayesinde, beraberce yürütürler ve bitkilerin bağışıklık sistemini kuvvetlendirirler.

Eğer Toprağa çürüyen organik maddeleri (mahsul atıkları) Sojal- Vitanal , ile işleyerek kazandırabilirsek, o taktirde verimli ve humuslu bir toprak elde etmiş oluruz. Bununla birlikte, mikro organizmalar vasıtası ile antibiyotik hormonlar, vitaminler, enzimler (fermentasyon), antioksidanlar v.s. gibi bitkiler tarafından özümsenen metabolizmik ürünler ortaya çıkmaktadır. Bu ürünler bitkilerin gelişimini tetikler ve toprağın, bitkilerin ve hayvanların doğal olarak direnç ve enerjilerinin yükselmesini sağlayıp, hastalanmalarını önceden engellemiş olur. Bu fermentasyon enerjiyi az açığa çıkarır, yani ürünler için daha fazla enerji geride bırakıp, çok az enerjinin kaybını sağlar.

Topraktaki yüksek oksidasyonda önemli besin maddeleri çözümlenemez ve bundan I dolayı bitkiler bundan istifade edemez. Bunu takiben yüksek oksidasyon ortamında büyüyen bitkilerin gelişmeleri için çok enerjiye ihtiyaç vardır. Böyle bir probleme maruz kalmayan bitkiler ise, antioksidan şartlara uygun olan toprakda, bitkiler tüm enerjilerini sağlıklı gelişmeleri için harcarlar. Mahsûllerimizin hastalanmasına yol açan ve Tarımın düşmanları olarak kabul edilen zararlıların tercih ettiği yaşam ortamı, oksidasyona uğramış (çürümüş) maddelerin bulunduğu yerlerdir. Bundan dolayı, zararlılar yüksek derecede antioksidan içeren ortamlarda veya maddelerin üzerinde tesirsiz kalırlar

Sojall - Vitanal ile oluşturulan antioksidan ortamlarda, bitkilerin hastalıklara ve zararlılara karşı mücadelesi en aşağı seviyede yapılır veya buna hiç gerek kalmaz. Aynı zamanda bitkilerin gelişmesi için gerekli olan faydalı böcekleri de koruyarak, yaşamalarını sağlar. Sojall - Vitanal sentetik kimyasalları parçalayan özelliğe sahip olup, tarım alanlarındaki kimyasal maddeleri uzun süreli uzaklaştırıp, sağlıklı ve verimli ürünlerin alınmasını sağlar

Atmosferdeki azot çeşitli şekillerde yeryüzüne iner. Azot yeryüzüne yağmurlarla nitrik asit şeklinde döner. Nitrik asit toprakta bakteriler tarafından nitratlara dönüştürülür ve bitki ancak bu besini topraktan alabilir. Bir başka döngü şekli de havadaki azotun doğrudan toprağa alınmasıdır. Toprakta bulunan bazı bakterilerle bezelye ve fasulye gibi baklagillerin köklerinde bulunan bakteriler havadaki azot gazını toprağın içine alırlar. Bu aşamada üstün ir tasarımla karşı karşıya kalırız. Bütün organizmaların gelişiminde en önemli mineral azottur (nitrojen). Nükleik asit diğer hücre organellerin büyük bir kısmı bu maddeye muhtaçtır. Büyümek için azota ihtiyaç duyan bitkiler ve bu ihtiyacı karşılayan bakteriler arasında dünyanın en faydalı ortaklıklarından biri kurulur. Bitkiler köklerinden bakterileri çekmek için özel besinler salgılar ve onları kendilerine yaklaştırırlar. Daha sonra bakteriler köklerde ortaya çıkan özel açıklıklardan içeri girerek bitki köküne yerleşir ve burada büyük miktarlarda çoğalarak kök düğümlerini oluştururlar. Bugün yediğimiz sebzelerin, bitkilerin, tahılların büyük bir kısmını ve ekolojik dengenin sağlanması için gerekli olan azot döngüsünü bu ortaklığa borçluyuz